Kalp hastalıklarının çeşitli niçinleri olabilmektedir.
Sigara, sistemsiz beslenme, obezite, çok alkol tüketimi, çok gerilim üzere bir epey faktör, kalp hastalıklarını tetikleyen niçinler içindedır.
Özel bir hastanenin Kardiyoloji Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Hamza His, bununla birlikte yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin de kalp ve damar sıhhatini bozan risk faktörleri içinde olduğunu belirtti.
İHA’nın haberine göre; yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin değiştirilemez etkenler kümesinde olduğunu söyleyen Hamza His, sigara tüketimine bağlı kalp rahatsızlıkları, sıhhatsiz beslenme alışkanlıkları, çok alkol tüketimine bağlı rahatsızlıklar, oturgan ömür, obezite, kan yağları, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğinin ise düzeltilebilir risk faktörleri olduğunu belirtti.
“20’li yahut 30’lu yaşlarda da kalp damar tıkanıklığına günlük pratikte daha sık rastlanmaktadır”
His, çağdaş ömrün ve değişen teknolojinin süratle getirdiği değişimler niçiniyle toplumun gün geçtikçe farklılaşan bir hayat şekli sürdürmeye başladığını söylemiş oldu.
İnsanların artık daha az hareket eder haline geldiğini belirten His, yeni ömür şekli ile beslenme alışkanlığının makus tarafta etkilendiğini tabir etti. His, bu vakitte beslenmenin daha hayli hayvansal kaynaklı besinlere dayandığını belirterek şu kelamları kullandı:
“Kişiler zerzevat ve meyve gereğince tüketmemekte. Fizikî aktivite eksikliği ile birleştiğinde kalp damar hastalıklarına yakalanma riski artar. Son senelerda 20’li yahut 30’lu yaşlarda da kalp damar tıkanıklığına günlük pratikte daha sık rastlanmaktadır. Bunun en kıymetli sebebi ise sigara alışkanlığıdır. Buna ek olarak fizikî aktivitedeki azalma, kilo artışı, beslenmeye gereğince dikkat edilmemesi ve gerilim de katkıda bulunan faktörler içindedır.”
“Batı tipi diyet ve fastfood alışkanlığı giderek artıyor”
His, kalp sıhhatini korumak açısından nizamlı beslenme alışkanlığının büyük değer taşıdığını söylemiş oldu. Sistemli ve sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına niye olan risk faktörlerinden de uzak durulabileceğini belirten His, “Sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına niye olan risk faktörlerinden çok kilo, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gelişmenini geciktirmek ve azaltmak mümkün. Toplumda giderek batı tipi diyet ve fastfood alışkanlığı giderek artıyor. Bu durumla lakin sağlıklı ömür hedeflenerek çaba edilebilinir.” tabirini kullandı.
“Enerjinin yüzde 30’dan azının hayvansal yağlardan alınması gerekiyor”
Yeme tertibinin çocukluk yaşlarından oturmaya başladığını söyleyen His, bu yaşlardan itibaren sağlıklı diyet alışkanlığının yerleştirilmesi ile toplumun kalp damar hastalığı riskinin azaltılabileceğini belirtti.
Çok kalori ve tuz tüketiminin önlenmesi, hayvansal yağların azaltılarak bitkisel yağların taze zerzevat, liften güçlü yiyecekler ve balığın daha epey tüketildiği bir yeme tertibinin benimsenmesi gerektiğini söylemiş oldu.
His, zeytinyağı ve balık tüketiminin daha fazla olduğu bölgelerde kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin daha az görüldüğünü belirterek şu sözleri kullandı:
“Toplam tüketilen gücün yüzde 30’dan azının hayvansal yağlardan alınması gerekiyor. Öncelik verilmesi gereken bir öteki bahis da şeker hastalığı sıklığındaki korkutucu artıştan sorumlu olan şişmanlık ve hareket azlığı ile çabadır. Bu hususta toplum seviyesinde verilmesi gereken çaba topluma eğitim yoluyla şuur kazandırmak suretiyle gerçekleşebilir. Okullarda fizikî aktivite derslerinin yanında beslenme ile ilgili eğitimler de verilmesi gerekir. Okullarda öğrencilere günde 1 saat vücut eğitimi yapma imkanı sağlanmalıdır. Erişkinlerin ise vücut eğitimi yapabileceği merkezlerin sayısı ve kalitesinin arttırılması devletçe desteklenmelidir.”
“Sigara tüketimi maalesef ömrümüzden yirmi yıl çalıyor”
His, “Sigara tüketimi maalesef ömrümüzden yirmi yıl çalıyor. Kalp Damar hastalıkları başta olmak üzere biroldukça hastalığın yaşanmasına niye olmaktadır. Bu yüzden sigara kullanan bireyler bu alışkanlıklarından vazgeçmesi gerekmektedir. Faal içicilik üzere tıpkı vakit da pasif içicilik de hayli değerli bir durumdur. Şahıslar kesinlikle sigara içilen ortamdan uzak durmalıdır.” tabirini kullandı.
Pasif içicilikte de emsal riskler var
Tertipli olarak sigara içenlerin yüzde 50’sinin sigara tüketiminden kaynaklı olarak kaybedildiğini söyleyen His, bu ölümlerin yaklaşık olarak yarısının orta yaş kümesinde görüldüğünü belirtti. İçilen sigara ölçüsünün kalp damar hastalıkları, kanser ve teneffüs sistemi hastalıkları ile direkt alakalı olduğunu söyleyen His, pasif içicilikte de emsal riskler olduğunu belirtti.
Sigara kullanmasının önlenmesinde birinci basamağın eğitim olduğunu söyleyen His, bu mevzuda okullarda, iş yerlerinde ve sıhhat kuruluşlarında da ağır eforlar harcaması gerektiğini söz etti.
“Gençlerin tükettiği güç içecekleri kalp krizine niye olmakta”
His, şu tabirler ile kelamlarını noktaladı:
“Gençler son vakit içinderda güç içecekleri yahut keyif verici unsurlar kullanmakta. Gençlerin tükettiği güç içecekleri kalp krizine niye olmakta. Bilhassa de ergenlerde kalpte ritim bozukluğuna niye olmakta. Genel olarak bilgi verecek olursak yakınlarında kalp damar tıkanıklığı olan bireyler bilhassa fazlaca dikkatli olmalı ve tedbir almalıdır. Şahıslar sigara, güç içeceği, keyif verici hususlar kullanmamalı fazla olan kilosundan kurtulması gerekmektedir. Kalp damar hastalığında nizamlı uyku epeyce kıymetlidir. Şahıslar en az yedi saat uyku uyumalıdır. Az uyku uyuyan bireylerde bilhassa kalp damar tıkanıklığı ve ritim bozukluğunu hayli fazla yaşamaktadır.”
Sigara, sistemsiz beslenme, obezite, çok alkol tüketimi, çok gerilim üzere bir epey faktör, kalp hastalıklarını tetikleyen niçinler içindedır.
Özel bir hastanenin Kardiyoloji Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Hamza His, bununla birlikte yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin de kalp ve damar sıhhatini bozan risk faktörleri içinde olduğunu belirtti.
İHA’nın haberine göre; yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin değiştirilemez etkenler kümesinde olduğunu söyleyen Hamza His, sigara tüketimine bağlı kalp rahatsızlıkları, sıhhatsiz beslenme alışkanlıkları, çok alkol tüketimine bağlı rahatsızlıklar, oturgan ömür, obezite, kan yağları, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğinin ise düzeltilebilir risk faktörleri olduğunu belirtti.
“20’li yahut 30’lu yaşlarda da kalp damar tıkanıklığına günlük pratikte daha sık rastlanmaktadır”
His, çağdaş ömrün ve değişen teknolojinin süratle getirdiği değişimler niçiniyle toplumun gün geçtikçe farklılaşan bir hayat şekli sürdürmeye başladığını söylemiş oldu.
İnsanların artık daha az hareket eder haline geldiğini belirten His, yeni ömür şekli ile beslenme alışkanlığının makus tarafta etkilendiğini tabir etti. His, bu vakitte beslenmenin daha hayli hayvansal kaynaklı besinlere dayandığını belirterek şu kelamları kullandı:
“Kişiler zerzevat ve meyve gereğince tüketmemekte. Fizikî aktivite eksikliği ile birleştiğinde kalp damar hastalıklarına yakalanma riski artar. Son senelerda 20’li yahut 30’lu yaşlarda da kalp damar tıkanıklığına günlük pratikte daha sık rastlanmaktadır. Bunun en kıymetli sebebi ise sigara alışkanlığıdır. Buna ek olarak fizikî aktivitedeki azalma, kilo artışı, beslenmeye gereğince dikkat edilmemesi ve gerilim de katkıda bulunan faktörler içindedır.”
“Batı tipi diyet ve fastfood alışkanlığı giderek artıyor”
His, kalp sıhhatini korumak açısından nizamlı beslenme alışkanlığının büyük değer taşıdığını söylemiş oldu. Sistemli ve sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına niye olan risk faktörlerinden de uzak durulabileceğini belirten His, “Sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına niye olan risk faktörlerinden çok kilo, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gelişmenini geciktirmek ve azaltmak mümkün. Toplumda giderek batı tipi diyet ve fastfood alışkanlığı giderek artıyor. Bu durumla lakin sağlıklı ömür hedeflenerek çaba edilebilinir.” tabirini kullandı.
“Enerjinin yüzde 30’dan azının hayvansal yağlardan alınması gerekiyor”
Yeme tertibinin çocukluk yaşlarından oturmaya başladığını söyleyen His, bu yaşlardan itibaren sağlıklı diyet alışkanlığının yerleştirilmesi ile toplumun kalp damar hastalığı riskinin azaltılabileceğini belirtti.
Çok kalori ve tuz tüketiminin önlenmesi, hayvansal yağların azaltılarak bitkisel yağların taze zerzevat, liften güçlü yiyecekler ve balığın daha epey tüketildiği bir yeme tertibinin benimsenmesi gerektiğini söylemiş oldu.
His, zeytinyağı ve balık tüketiminin daha fazla olduğu bölgelerde kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin daha az görüldüğünü belirterek şu sözleri kullandı:
“Toplam tüketilen gücün yüzde 30’dan azının hayvansal yağlardan alınması gerekiyor. Öncelik verilmesi gereken bir öteki bahis da şeker hastalığı sıklığındaki korkutucu artıştan sorumlu olan şişmanlık ve hareket azlığı ile çabadır. Bu hususta toplum seviyesinde verilmesi gereken çaba topluma eğitim yoluyla şuur kazandırmak suretiyle gerçekleşebilir. Okullarda fizikî aktivite derslerinin yanında beslenme ile ilgili eğitimler de verilmesi gerekir. Okullarda öğrencilere günde 1 saat vücut eğitimi yapma imkanı sağlanmalıdır. Erişkinlerin ise vücut eğitimi yapabileceği merkezlerin sayısı ve kalitesinin arttırılması devletçe desteklenmelidir.”
“Sigara tüketimi maalesef ömrümüzden yirmi yıl çalıyor”
His, “Sigara tüketimi maalesef ömrümüzden yirmi yıl çalıyor. Kalp Damar hastalıkları başta olmak üzere biroldukça hastalığın yaşanmasına niye olmaktadır. Bu yüzden sigara kullanan bireyler bu alışkanlıklarından vazgeçmesi gerekmektedir. Faal içicilik üzere tıpkı vakit da pasif içicilik de hayli değerli bir durumdur. Şahıslar kesinlikle sigara içilen ortamdan uzak durmalıdır.” tabirini kullandı.
Pasif içicilikte de emsal riskler var
Tertipli olarak sigara içenlerin yüzde 50’sinin sigara tüketiminden kaynaklı olarak kaybedildiğini söyleyen His, bu ölümlerin yaklaşık olarak yarısının orta yaş kümesinde görüldüğünü belirtti. İçilen sigara ölçüsünün kalp damar hastalıkları, kanser ve teneffüs sistemi hastalıkları ile direkt alakalı olduğunu söyleyen His, pasif içicilikte de emsal riskler olduğunu belirtti.
Sigara kullanmasının önlenmesinde birinci basamağın eğitim olduğunu söyleyen His, bu mevzuda okullarda, iş yerlerinde ve sıhhat kuruluşlarında da ağır eforlar harcaması gerektiğini söz etti.
“Gençlerin tükettiği güç içecekleri kalp krizine niye olmakta”
His, şu tabirler ile kelamlarını noktaladı:
“Gençler son vakit içinderda güç içecekleri yahut keyif verici unsurlar kullanmakta. Gençlerin tükettiği güç içecekleri kalp krizine niye olmakta. Bilhassa de ergenlerde kalpte ritim bozukluğuna niye olmakta. Genel olarak bilgi verecek olursak yakınlarında kalp damar tıkanıklığı olan bireyler bilhassa fazlaca dikkatli olmalı ve tedbir almalıdır. Şahıslar sigara, güç içeceği, keyif verici hususlar kullanmamalı fazla olan kilosundan kurtulması gerekmektedir. Kalp damar hastalığında nizamlı uyku epeyce kıymetlidir. Şahıslar en az yedi saat uyku uyumalıdır. Az uyku uyuyan bireylerde bilhassa kalp damar tıkanıklığı ve ritim bozukluğunu hayli fazla yaşamaktadır.”